Sinemanın en önemli serilerinden biri olan Star Wars’un toplamda yedinci filmi olan yeni serinin açılış filmi Star Wars: The Force Awakens rekor üstüne rekor kırmaya devam ediyor. Biz de sizler için Star Wars’un yeni filmini ele aldık.
“Star Wars: Güç Uyanıyor” bizi, “Jedi’nin Dönüşü”nde bıraktığımız yerden daha farklı bir oyun alanı bulacağımız, çok uzaktaki galaksiye geri götürüyor. The Jedi Order neredeyse yalnızca bir mite dönüşmüş durumda ve yokluğunda, galaksideki barışı tehdit eden yeni bir tehlike doğuyor: İmparatorluğun onlarca yıl önce başlattığı şeyi bitirmeye kararlı görünen The First Order.
The First Oder, asil direnişe karşı verdiği savaşta dengeyi değiştirecek yeni bir süper silaha sahip. Ancak korkunç güçlerinin asıl kalbi, karanlık tarafın acımasız güç kullanıcısı ve “Direniş”in, Aydınlık Taraf’ın gücünü artıracak önemli bir ipucunu bulmasına engel olmaya çalışan Kylo Ren. Karşı tarafta ise pilot Poe Dameron, taraf değiştiren Stormtrooper Finn ve hurda toplayıcısı Rey; hayati bilgiye The First Order’dan önce ulaşmak görevini üstleniyorlar.
“Güç Uyanıyor” ile birlikte serinin yönetmen koltuğunda, George Lucas‘ın yerine J.J. Abrams’ı görüyoruz. Abrams ayrıca, “Uzay Yolu”nun yeniden uyarlandığı 2009 yapımı “Star Trek” ve 2013 yapımı “Bilinmeze Doğru: Star Trek” filmlerinin de yönetmenliklerini yapmıştı. Bu değişiklikle beraber yeni (fakat eskisine benzer) bir Star Wars deneyimi, hem eski hayranların hem de yeni jenerasyonun beğenisine sunuldu. Yönetmen J.J. Abrams, bu zorlu görevin üstesinden gelerek keyif veren ve macera dolu bir filmle sinemaseverlerin karşısına çıktı.
Filmde; orijinal üçlemedeki estetik yön genel anlamda başarıyla korunurken, bazı sahne ve karakterlerde CGI efektleri aşırı derecede göze çarpıyor. Fakat bu gibi anlarda bile, materyal tasarımındaki başarı ve yönetmenlik tutkusu filmi otantik, akıcı ve heyecan verici halde tutmaya devam ediyor ve diğer kusurlar görmezden gelinebiliyor.
Filmin senaryosu, J.J. Abrams ve “Empire Strikes Back / Return of the Jedi” filminin senaryo yazarı Lawrence Kasdan tarafından yazıldı. İkili, senaryoda merak uyandırıcı birçok şeye yer veriyorlar. Yani “Güç Uyanıyor” hayranlara, hâlihazırda var olanlardan daha çok merak edilecek ve boşlukta olan noktalar bırakıyor. Bu soru işaretleri de özellikle; Finn, Rey, Poe, BB-8 ve Kylo Ren gibi heyecan verici bir bilim-kurgu filmi yaratmak için başarılı bir şekilde işlenmiş ve ilgi çekici yeni karakterlerle ilgili. İki saati aşkın film sonunda, yeni karakterlerin esrarengiz bazı tarafları varlığını koruyor. Ama yine de, mevcut karakterlerin ve tematik gelişimin, filmin bütününde mükemmel bir biçimde işlendiğini söyleyemeyiz. Bu eksikliğin temel sebebi ise, J.J. Abrams‘ın filme, yeni bir üçlemenin ilk filmi olarak yaklaşması olabilir.
Oyuncu performansları açısından bakılacak olursa; filmdeki oyuncu kadrosu seçiminin, özellikle yeni birincil roller için çok iyi olduğunu söylemek gerekiyor. Daisy Ridley fiziksel güzellik ve çekicilik ile zekayı birleştirerek, cezbedici bir lider karakteri olan “Rey“i çok iyi biçimde yansıtıyor.
“Finn” karakterini canlandıran John Boyega, ortaya müthiş bir iş çıkarıyor. Ridley’ın canlandırdığı “Rey” karakteri ile müthiş bir kimya yakalıyorlar. Ayrıca Harrison Ford‘un hayat verdiği “Han Solo” ile “Finn“in birlikte yer aldıkları sahneler filmdeki en iyi anlardan bazılarını meydana getiriyor. Hikâyenin kötü adam tarafında ise, Adam Driver şaşırtıcı performansını sürdürüyor. Driver, “Darth Vader“ın halefi olan “Kylo Ren” karakterini belirgin bir şekilde farklı hâle getirmeyi başarıyor.
Sonuç olarak; “Star Wars: Güç Uyanıyor“, “Star Wars” serisi için harika bir geri dönüş filmi olarak öne çıkıyor ve bu sayede, kimi kusurlarına rağmen izleyiciyi büyülemeyi başarıyor. Serinin yeni dönemi için oldukça iyi bir başlangıç yapan ekip, gelecek filmde senaryoyu daha da zenginleştirerek karanlıkta kalan noktaları aydınlatabilir.