Eddie Redmayne’ın Oscar’a Koştuğu Film: The Danish Girl
Ülkemiz sinema salonlarında da vizyona giren The Danish Girl, 1930’lu yılları beyaz perdeye taşıyor. Tarihin ilk cinsiyet değiştirme operasyonu olarak bilinen Lili Elbe’nin hikayesinin anlatıldığı filmin yönetmenliğini Tom Hooper üstleniyor. Oscar’lı oyuncu Eddie Redmayne ise tekrar 2016 Oscar’ını kucaklamaya bir adım daha yakaşmış gibi görünüyor.
Einar Wegener (Eddie Redmayne) ve karısı Gerda Gottlieb (Alicia Vikander), Danimarkalı önemli ressamlardandır. İkilinin saygınlığı, Einar’ın peyzaj ressamı olarak ortaya çıkardığı eseri sayesinde artarken; Einar vaktinin büyük bölümünü, yükselen şöhretinin karısının yeteneğini gölgede bırakmamasını sağlamak için, portre ressamı olan Gerda’nın çalışmalarını destekleyerek geçirir. Eşine çok düşkün bir koca olan Einar’ın aşkı, bütün arkadaşları tarafından görülmektedir. Ancak Einar, çiftin ilişkisini sonsuza dek değiştirecek bir sır saklamaktadır.
Einar, Gerda’nın kadın modellerinden birinin yerini alıp kadın giysileriyle poz verdiğinde bir şeyi fark eder: Kendisini kadın kimliği içinde daha rahat hissetmektedir. Einar ile Gerda bu durumu benimserler ve Lili Elbe karakterini yaratırlar. Böylece Einar, kadın kimliğini açıkça yaşayabilecektir. Lili’nin dönüşümünün körüklemesiyle, Gerda duygularını, Lili’nin önceki portrelerinde daha üstün olan bir dizi yeni portreye döker. Buna karşın Gerda, Lili karakterini Einar’dan ayırsa da, Lili’nin erkek yönü yüzünden depresif bir duruma girer. Bu durum çifti bazı çetin kararlar almaya ve tehlikeli sağlık operasyonlarına zorlar, böylelikle Lili karakteri tam olarak yaratılabilecektir.
David Ebershoff‘un yarattığı, Lili Elbe’nin kendisini keşfetmesini anlatan roman, senarist Lucinda Coxon ve yönetmen Tom Hooper tarafından beyaz perdeye taşındı. Ebershoff’un ödüllü romanı, Lili Elbe ve Gerda Gottlieb’in hikayesini bölümlere ayırarak anlaşılır bir şekilde aktarıyor. Romandan başarıyla uyarlanan “The Danish Girl” filmi de, cinsel kimlik üzerine ilginç bir konuyu değişik bir bakış açısı katarak sinemaseverlerle buluşturuyor. Yönetmen Hooper’ın çabaları ve cesur oyunculuk performansları filmi dikkat çeken bir yapım haline getiriyor.
Elbe’nin öyküsü, Tom Hooper’ın en ilgi çekici ve başarılı uyarlamalarından biri. Elbe’nin deneyimini, romandaki dramayı yansıtarak anlatabilmek için büyük bir çaba harcayan senarist Coxon ve yönetmen Hooper’ın, bu konuda başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Karakterin duygusal derinliğini izleyiciye aktarma konusunda bazı problemler yaşamaları da anlayışla karşılanabilir.
Geçen yıl “Her Şeyin Teorisi” filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazanan Eddie Redmayne, bu filmde de Einar Wegener ve Lili Elbe rolleriyle büyüleyici bir performans sergiliyor. Yönetmen Hooper da, Einar karakterindeki feminenlik ve yapmacıklıkla oyuncuyu destekliyor. Böylece Redmayne, Lili karakterini canlandırdığında da ortaya hiçbir eğretilik çıkmıyor. Belki daha az profesyonel, daha az becerikli ellerde Lili karakterinin canlandırılması büyük bir problem haline gelebilirdi, ancak “The Danish Girl” bu konunun üstesinden başarıyla geliyor.
Filmdeki derin anlamlı sahnelerin birçoğunda Gerda karakteri yer alıyor. Filmin önemli bir kısmında; Gerda’nın hâlâ Lili’nin dönüşümünü desteklerken, bir yandan da kendi hırs ve ihtiyaçlarını tatmin etme çabasını izliyoruz.
Her film (özellikle de yarı-belgesel niteliği taşıyanlar), hem senaryo temellerine bağlı kalıp hem de ilgi çekici noktalar yaratma işini aynı anda yaparken, bazı sorunlarla karşılaşabilir. Ancak yönetmen Hooper, bu denge problemini oldukça ustalıklı bir şekilde hâllederek ortaya Oscar‘a aday bir yapım çıkarmayı başarıyor.