300: Bir İmparatorluğunun Yükselişi Film Eleştirisi

0 514

İsrailli yönetmen Noam Murro’nun yönetmenliğini yaptığı 300: Rise of
an Empire, Frank Miller’ın Xerxes isimli çizgi romanından esinleniyor.
Direkt olarak işlemeyip esinlendiği için bolca yapımcı dokunuşu ve
senarist hayalgücü içeriyor. Konusu için gündemden de yola çıkarak 300
Spartalı’ya paralel yapı kurulmuş diyebiliriz. Öncelikle tanrı kral
Xerxes’in doğuşundan öncesiyle başlayan film, Xerxes’in nasıl tanrı kral
olduğunu ve ordusunu toplayıp Yunanistan’a getirmesini bizlere
gösteriyor. Buraya kadarı 300′den öncesini anlatıyor. Ardından
Sparta’nın 300 adamla sıcak geçide gidip Xerxes’e direnme sürecinde
ikinci Pers birliğini yöneten Artemisia ile Atina’nın savaşını
izliyoruz. Filmin üçüncü bölümü ise Leonidas’ın öldüğü haberi ve
Atina’nın son kozundan oluşuyor. Bu bakımdan filmi zaman açısından üç
döneme ayırabiliriz. Bu arada Gerard Butler’ın filmde oynamadığını,
kısmen CGI kısmen de arşiv görüntüleriyle filmde yer aldığını
belirtelim.

300: Rise of an Empire’ın afişlerinde dikkat ettiyseniz mavi renk
hakim. 300 Spartalı’da sarı olan hava bu filmde yerini maviye
bırakmıştı. Filmde de aynı şekilde mavi renk fazlasıyla hakim. Bunun
sebebi filmin tamamiyle deniz savaşlarına odaklanıyor olması. Buna
ayrıca Atina’lıların pelerinlerinin de mavi olmasını katabiliriz.

Film yine çizgi roman havasına ve bir oyunda olduğu gibi aşamalara sahip. Savaşlar birkaç aşamadan oluşuyor ve karşılıklı olarak kozların oynanması anlatılıyor. Bu da her aşamada şiddetin ve aksiyonun biraz daha artacağı anlamına geliyor. Çizgi roman havası ise zaten filmin renk paletinden efektlerine kadar her şekilde hakim. Bu sebeple aslında animasyona çalan canlı aksiyon filmi bile diyebiliriz. Tabii bu hava bazı mantık hatalarını da beraberinde getiriyor. Atın denize sokulup oradan gemiye atlatılması, çok uzak mesafede okun dümdüz atılması gibi durumlar var, ancak bunlar filmin bütününe bakıldığında yedirilen konular.

İlk filmden Xerxes (Rodrigo Santoro), Kraliçe Gorgo (Lena Headey), Ephialtes (Andrew Tiernan), Dilios (David Wenham) karakterleri ve oyuncular bu filmde de rol alıyor. Ancak hepsi, 300 filmiyle bağlantılı olduğu ve paralel zamanda o kısımla ilgilendikleri için bu filmde yan karakterleri oluşturuyorlar. Başrolde ise iki ana oyuncu var Artemisia (Eva Green) ve Themistokles (Sullivan Stapleton). Themistokles Atina’nın generali rolünde. Artemisia ise Xerxes’in tanrı kral olmasını sağlayan, Persleri savaşa sürükleyen ancak Yunan kanı taşıyan Pers ordusunun başındaki isim. Ordu içindeki tek kadın olmasına rağmen çok iyi savaşma yeteneğine sahip. Zaten Xerxes’ten hemen sonra gelen Perslerin iki numaralı ismi.

Xerxes, sıcak geçitte Leonidas’a karşı savaşırken Artemisia da Atina ile denizden savaşıyor. Eva Green’in rolünü çok iyi oynadığını söylemek gerek. Tabii ki Oscar’lık performanstan bahsetmiyorum ancak Artemisia gibi bir rol Eva Green için yazılmış dersem abartmış olmam. Donuk bakışları, hafif somurtan yüzü, akıllı gözükmesi ve güzelliğiyle Eva Green, bu rol için biçilmiş kaftan. Gösterişli kıyafetleri de film boyunca dikkat çekiyor. 300 ismi olur da seks sahnesi olmaz mı diyorsanız da bu rol için herhalde Eva Green’den iyisi düşünülemezdi.

Genel olarak bakıldığında 300: Rise of an Empire, tek başına başarısız bir film durabilir. Devam filmi olduğu için tek başına izlendiğinde konu bütünlüğü yarım gibi gözüküyor. Fakat 300 Spartalı filmini izlediyseniz de anı havayı devam ettiren güzel bir devam filmi.

300: Bir İmparatorluğun Yükselişi filminin seanslarına buradan göz atabilirsiniz.

Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın