“Godzilla” filminde; Bryan Cranston’ın canlandırdığı Joe Brody karakteri, Janjira nükleer santralinde başmühendis olarak görev yapmaktadır. Joe Brody; dikkate alınmadığı takdirde, tesisin dengesini bozacak ve çevredeki yaşamı tehdit edecek olan gizemli bir sismik aktivite keşfeder. Joe üstündeki kişilere bu bilgiyi vermeden önce, gizemli bir güç, santralde büyük bir erimeye neden olur ve geride harap olmuş bir bölge bırakır.
15 yıl sonra, Joe hala Janjira’daki nükleer erimenin ardındaki gerçek sebebi arıyor. Komplo teorisyeni bir karantina bölgesinde tutuklandığında, Joe’nun oğlu Ford ve bir donanma teknisyeni, Joe’yu geri getirmek ve giderek daha tehlikeli bir hale gelen cevap aramalarına son vermek için Japonya’ya seyahat etmek zorundadırlar. Ford’un Japonya’ya varmasının hemen ardından, Joe’nun en başından beri haklı olduğu ve dünyanın, onun uyarılarını dinlememenin bedelini ödemek üzere olduğu ortaya çıkar.
Otoritelerden tam not alan ‘İstila’ filmi beğenilen bir bağımsız bilim-kurgu yapımına dönüşünce; ‘King of the Monsters’ı Legendary Pictures için yeniden yaratma işi, yönetmen Gareth Edwards için yeni bir meydan okuma haline geldi. Roland Emmerich’in 1998’deki ‘Godzilla’sı çok olumsuz eleştirilere rağmen, 370 milyon dolarlık gişe hasılatı yapmıştı. Gareth Edwards, Hollywood’un önceki hatalarından ders çıkarmış ve ‘Godzilla’, sinemaseverler için yeni bir deneyim sunuyor.
Orijinal Godzilla (Toho Gojira (1954)), bir sinema ikonu olması amacıyla yaratılmamıştı ve canavar, atom bombası için korkutucu bir benzetme olarak kullanılıyordu. Edwards, Godzilla filmlerinin altmış yıllık birikimini, modern insanın kibrine karşı uyarıcı bir masal haline getiriyor ve ‘Canavarların Kralı’nı ‘korku’ ve ‘kahraman’ kavramlarıyla birlikte sunuyor. Bazıları filmdeki Godzilla’nın yetersiz olduğunu öne sürebilir, ancak Edwards’ın bu kısıtlaması; izleyicilerin bilgisayarla yaratılan karakterlere ve ekrandaki yıkıma duyarsızlaştığı bir zamanda, filmin başarısı için bir kredi anlamına geliyor. Godzilla filmi büyük bir etki yaratarak, her canavar sahnesinde izleyicinin keyif almasını sağlıyor.
3 boyutlu grafik efektlerinin filmin pazarlanmasına olumlu etki ettiği düşünülmesine rağmen, Edwards filmde ilginç insan hikayelerine yer veriyor ve izleyicinin ilgisini, diğer yönlerden çekmeyi de başarıyor. Edwards’ın filmi yalnızca Godzilla ve askeri güç üzerine değil; aynı zamanda, kontrolleri dışında doğal güçlerle karşılaşan her düzeydeki insanın ilgi çekici bir öyküsü. Edwards bir grup insana odaklanıyor ve büyük kriz bağlamında kendilerini geliştirmelerine izin veriyor (fakat ana kahramanın rolünü çalmadan).
Bryan Cranston, uzak ve obsesif bir adam olan Joe Brody karakterini canlandırıyor. Breaking Bad dizisindeki ödüllü Walter White karakterine rağmen, burada zayıf bir karaktere bürünüyor. Neyse ki, Godzilla ile olan sahnelerde kendisine daha çok yer veriliyor ve Cranston’ın empatik ve duygusal performansı, hikayenin iki yönünün de (bilim-kurgu ve dram) daha fazla ciddiye alınmasını sağlıyor.
Aaron Taylor-Johnson, karısı Elle (Elizabeth Olsen) ve oğlu Sam (Carson Bolde)’e geri dönmeye çalışan Ford Brody rolünde. Zaman zaman, Ford’un kurgusal bir uydurma olduğu açık bir şekilde seziliyor (çünkü daima doğru zamanda, doğru yerde oluyor), ancak Taylor-Johnson’ın sempatik dönüşleri sayesinde, filmdeki bu açık gözardı edilebiliyor.
Elizabeth Olsen filmdeki güçlü performasnlardan birini sergiliyor, ancak yetenekli oyuncuya ekranda çok az bir zaman ayrılıyor. Edwards, Elle’i bir karakter olarak geliştirmek yerine, Olsen’e çevresindeki adamları ve canavarları detaylı bir şekilde anlatma görevini ek olarak veriyor (filmdeki duygusal dramayı sağlaması için Ford karakterine verdiği ek görev gibi). Benzer şekilde, Ken Watanabe’nin Dr. Ichiro Serizawa karakterine de; arka plandaki hikayeleri, açıklanmaya ihtiyaç duyan bilimsel verileri ve dev canavarları anlatma görevi veriliyor. Öte yandan, Serizawa karakteri film için hala etkili bir ekleme. Bilimsel keşiflerle, onların sonuçlarının çatışması çilesini çeken bir bilim adamı, tıpkı orijinal Godzilla’daki Dr. Kyohei Yamane (Takashi Shimura) karakteri gibi. Serizawa, izleyicilere Godzilla hakkında hissettikleri çelişki duyguların arasında gezinme fırsatı veriyor ve şehirleri yerle bir ederken bile Godzilla’nın yaptıklarını kabul edilebilir hale getiriyor.
Godzilla salonlarda 3D ve 3D IMAX olarak da yer alıyor ve bu özellikler filmi görsel bir şölene dönüştürüyor. Özellikle 3D IMAX, aksiyon meraklıları için benzersiz bir tecrübe sunuyor.
Sinemaseverler Edwards’ın Godzilla’sında, 3 boyutlu çarpışma sahnelerinin daha az yer alabileceğini düşünebilirler. Ancak yönetmen; dramı, bilimi kurgu sahnelerini, zihin yönlendirici uyarı sahnelerini ve aksiyonu başarılı bir şekilde harmanlayıp, iddialı ve unutulmaz bir deneyim ortaya koyuyor.